1-Giriş
Yazar kitabına yapmış olduğu bir otobüs yolculuğunda yanındaki ve otobüsteki
bazı ailelerle olan konuşmaları ile başlıyor. Bu konuşmalar okul ve hayat
başarısı üzerine. Devamında yazar 1970 yılında yapmış olduğu bir anketi ve 20
yıl sonrasını anlatıyor.
1970 yılında 15-18 yaşlarında 258 lise öğrencisini içeren bir anket yapılmış.
20 yıl sonra bu öğrencileri yazar araştırmış ve 32 kişiyle okulun geleneksel
çay gününde tekrar bir araya gelip görüşmüş. Olaylar 20 kişilik bir grup
arasında geçiyor. Anket sonuçları 1970 yılında 144 ve 1990 yılında ise 32 kişi
üzerinden değerlendirilmeye alınmış. Sonuçlar rakam olarak ifade edilmiş. %
olarak ifadesini kendim yaptım. Seçilen adaylar belirli bir sosyal yaşam
düzeyinde.
Elde edilen sonuçlar gerçekleri yansıtma yönünden isabetli. Sonuçlara ilişkin
yazarın önerileri ve çözümleri gerçekçi görünüyor. Uygulanabilir bir his
uyandırıyor. Anket sonuçlarında genel olarak iki konu ele alınmış. Öğrencinin
okul başarısı ve okul sonrasındaki hayat başarısı. Okul hayatında başarılı
öğrenciler ve başarısız öğrencilerin bu durumlarını sağlayan sonuçlar
anketlerde ele alınarak araştırılmış. Başarı ve başarısızlık üzerine öğretmen
görüşleri alınmış. Başarı -başarısızlık üzerinde öğretmenin rolü anlatılmış.
Öğretmenlerin sorunları dile getirilmiş. Zeka durumu, aile ilişkileri, arkadaş
ilişkileri ve çevrenin başarı ve başarısızlıktaki rolü araştırılmış.
20 yıl sonra bazı adayların bazı görüşleri:
“Çağdaş yönetici bir ekip çalışmasını gerçekleştirebilen, varılmak istenilen
hedefler doğrultusunda işleri organize ederek, en verimli sonuçların alınmasını
sağlayan kişidir. Ancak tümüyle kendi görüşlerini uygulamaya koyması, yatay ve
dikey etkileşim ile bilgi alışverişini önler. Bu nedenle iyi performans ve
yaratıcılık gösteren kişilerin ödüllendirilmesi ve görüşlerine yer
verilmesinden yanayım. Bazı şirketlerde toplantılarda gözlediğim şey, üst düzey
yöneticilerin astlarına hiçbir yaratıcılık şansı tanımadıklarıdır.”
“İnsanın başkaları üzerinde bıraktığı etkileri bilmesi bence başarılı olabilmek
için atılacak en önemli adımlardan biri.”
2- Yirmi Yıl Sonra Yapılan Anket Sonuçları Ve İçeriği:
AİLE HAYATI BAŞARISI:
* Aile içi ilişkilerin iyi olması; rahat iletişim kurabilme
* Sevgi ve saygı ortamı
* Paylaşabilme özellikleri
* Birbirlerine destek olabilme, dayanışma
* Güven duymak
* Birlikte olmaktan mutluluk duymak
SOSYAL HAYAT BAŞARISI:
* Toplum içinde geçerli bir mesleği ve yeri olmak
* Arkadaş ilişkilerinde aranılan bir kişi olmak.
* En az iki kuruluş veya grubun üyesi olmak.
* Ekonomik olarak rahat geçinme standartlarına sahip olmak.
* Kültürel etkinliklere katılmaktan zevk duymak ve aktif olarak yaşamak.
İŞ HAYATI BAŞARISI:
* İşinde yerini bulmuş olduğuna inanmak
* Kendisine ihtiyaç duyulan bir kişi olduğunu kabul etmek.
* İşyerinde astları ve üstleriyle iyi geçinmek.
* İşinde kendi bireysel yaratıcılıklarını da gösterebilme şansını bulmak.
* Başkalarına ters düştüğü durumlarda bile kendisini ifade edebilecek cesarette
olmak.
* 1970 Yılında Okulda Başarılı Ve Başarısız Öğrencilerin 1990 Yılındaki Hayat
Başarılarının Görünümleri
Toplam 32 Kişi
|
Okulda Başarılı Öğrenciler |
Okulda Başarısız Öğrenciler |
||||
Başarı Durumu |
Aile hayatında |
Sosyal hayatında |
İş hayatında |
Aile hayatında |
Sosyal hayatında |
İş hayatında |
Tablo - 1
Hayat başarısı gösteremeyen kişiler 1990 yılından geriye dönük olarak
yaptıkları değerlendirmede kendilerini başarılı olmaktan alıkoyan nedenleri
şöyle göstermişlerdir.
* Başarılı olmak için hırslarının bulunmaması. Kendilerine ortalama bir hayatın
yetmesi
* Kendilerine destek olabilecek kişilerin bulunmaması, gidebilecekleri yönü
kendi kendilerine çizememek.
* Kendilerine yeteri derecede güvenmedikleri için görüş ve düşüncelerini ortaya
koyamamak.
* Günlük streslere tahammül edememek.
* Kendileri için önemli kayıpları yaşamak.
* Zamanın farkında olmadan akıp gitmesi
* Olaylar ve kişiler hakkında hep olumsuz düşünmeye koşullandırılmış olmak
* Zekasına işlerlik kazandırmayı öğrenmemiş olmak.
* İnsan ilişkilerinde başarısızlığa uğradıkları için gereken atılımları
yapamamak.
* Kendilerini mutlu hissetmemek.
* Mutlu olmadıkları halde etrafa mutluluk oyunu oynamaktan yorgunluk duymak.
* Kendilerini sevmemek.
* Psikolojik olarak kendilerini güçlü görmemek.
3- Başarının Hammaddeleri: Zeka Ve Kişilik Özellikleri
Okulda başarısız öğrenciler için ilk akla gelen neden, başarılı olmak için
zekalarının yeterli olup olmadığıdır. Oysa ilkokulu normal koşullarda başarılı
bir şekilde bitirmeye yeten zeka, orta öğrenim, hatta yüksek öğrenim için bile
yeterlidir. Okulda başarısızlık, zeka faktöründen çok, zekaya işlerlik
kazandıramayan etkisiz bir eğitimden kaynaklanmaktadır.
Bir başka deyişle, zekanın hammaddesine işlerlik kazandıracak olan, çevredeki
etkileşimlerdir. Öğrenilen yeni kavramları yeni durumlara uygulayabilmek, yani
zekaya kıvraklık kazandırabilmek sürekli işleme ve eğitimle gelişir. İleri
derecede eğitim eksikliği, ekonomik ve coğrafi nedenler, zeka potansiyelinin
gelişmesini engelleyerek, zekaya yeterli düzeyin altında bir görünüm verebilir.
4-Duygusal Sorunlar Zekice Davranışları Engelleyebiliyor
Ailelerin çocuklarıyla yeterince ilgilenememeleri, aile içinde yaşanan
huzursuzluklar öğrencinin zekasını olumsuz yönde etkileyerek, geçici bir süre
için de olsa zekaya işlerliğini kaybettirebilir. Çevreyle iyi bir uyum
içersinde olmak ise zekayı daha verimli hale getirebilir. Bireyin heyecansal
olarak dengeli ve uyumlu bir kişiliğe sahip olması, zeka özelliklerini olumlu
bir şekilde yönlendirir. Bu nedenle daha önce çok iyi uyum ve belirli bir
potansiyel gösteren öğrencilerin birden bire başarısız, dikkatsiz hale
gelmelerinde bazı duygusal nedenler araştırılmalıdır.
Ergenlik çağında zekalarına duygularıyla yön vermeye alışmış olan bireyler, bu
konuda eğitilmezlerse, daha sonraki yaşamlarında zekalarından istenildiği ölçüde
yararlanamazlar. Bireyin duygusal sorunların yüklülüğüne rağmen, zekasıyla
yönünü bulabilmesi zeka düzeyinin ortalamanın üzerinde olması gerekmektedir.
Ortalama zeka özelliklerine sahip olan bireyler, duygusal sorunlarla
karşılaştıklarında gerilemektedirler.
5- Başarı İçin Zeka Kişilikle Bağdaşmalıdır
Başarılı ve başarısız öğrencileri seçerken, zeka belirleyen ölçütleri göz önüne
alarak, onların hepsinin liseyi, hatta üniversiteyi bitirmeye yeten bir zeka
düzeyine sahip oldukları varsayımıyla hareket ettik. Bunun için de araştırmaya
aldığımız öğrencilerin tümüne WAIS ZEKA TESTİ SÖZEL BÖLÜMÜ nü uyguladık.(el
maharetlerini içermeyen bölüm)
* Genel bilgi
* Muhakeme
* Aritmetik yetenekleri
* Dikkati odaklaştırabilme yeteneği
* Kavramlar arasındaki ilişkiyi araştırarak, soyut düşüncenin ne kadar gelişmiş
olduğunu gösteren bölüm.
* Bellek işlevleri
Tablo - 1 incelendiğinde başarılı ve başarısız olmak üzere iki ana gruba
ayırdığımız öğrencilerin zeka bölümleri bakımından anlamlı faklılıkları
bulunmadı. Başarılı öğrenciler sadece başarısız öğrencilere göre daha yüksek
puan aldılar. Zeka yönünden 20 yıl sonra yapılan araştırma, ortaya anlamlı bir
farklılık koymamıştır.
6 -Önemli Olan, Kişinin Zeka Özelliklerini Bilmesidir
Kuşkusuz, zeka bölümünden söz ederken, zeka bölümünü oluşturan faktörlerin
hangisinin başarıda daha fazla etken olduğunu söyleyebilmek pratik hayatta pek
kolay olmaz. Günlük yaşamda biliriz ki, uzun zaman gitmediğimiz bir çevrede,
adımızla hitap edilmesi, unutulmadığımızı göstermesi bakımından bizi memnun
eder, hatırlayanlara da olumlu puan kazandırır.
Birey başarı kazanabilmek için kendi zekasının özelliklerini bilmek zorundadır.
Örneğin bir politikacı, bir avukat el maharetlerini geliştirmese de olabilir.
Ama konuşma yeteneklerini ve topluluklara ulaşabilme yetilerini geliştirmek
zorundadır.. ... gibi. Gençlik dönemindeki yetenekler daha sonraki yıllarda
anlamlı bazı değişikliğe uğramamaktadır. Yani kişi zeka yetenekleri bakımından
gençliğinde neyse, orta yaşlılığında da odur. Ancak kendilerini geliştirmek
için sürekli çaba harcayan bireyler düşünce ve davranış esnekliği
kazandığından, varolan zeka potansiyeli daha verimli hale gelmektedir.
7- Ailelerle, Başarılı Ve Başarısız Öğrencilerin Mizaç Özellikleri
Aileye göre başarılı öğrenci |
Aileye göre başarısız öğrenci |
Başarılı öğrenciye göre aile |
Başarısız öğrenciye göre aile |
Neşeli |
DurgunÜ |
Neşeli |
HuysuzÜ |
Tablo - 2
8 - Benzerliğin Nedeni: Özdeşleşme
Çocuk geliştikçe anne baba davranışlarına benzeyen birçok özellik kazanmaya
başlar. Bazen genç bir çocukla anne babanın yürüyüşleri, jestleri ve konuşma
tarzlarındaki benzerlik o kadar çarpıcıdır ki, çocuğun anne babayla tam
özdeşleştiği düşünülür. Örneğin, çocuklar anne babalarını her konuda taklit
etmezler. Bir genç, annesinin sosyal davranışlarını, mizah anlayışını taklit
edebilir; ahlak değerlerini benimseyebilir. Anne baba çocuğun ilk ve en sık
olarak ilişki kurduğu kişiler olduğu için özdeşleşme kaynağı onlardır. “ Bu
sebeple ailenin eğitimi ve geleneklerine, kendi örf -adetlerine bağlı olması
çocuğunda bu doğrultuda yetişmesini sağlayacaktır.”
9- Başarılı Öğrenciler Daha Çok Anneye Benziyor
Anne babalarıyla davranış benzerlikleri araştırılan üniversite öğrencileri
mizaç ve eğlenme ilgilerinde karşı cinsle olan ebeveynle daha çok benzerlik
göstermişlerdir. %40 dan fazla erkek çocuk anneleriyle, aynı oranda kız çocuk
da babalarıyla benzerlik göstermişlerdir.
Benzeyen Özellikler |
Başarılı
Öğrencilerde |
Başarısız Öğrencilerde |
Sadece babaya |
%
25
% 27 |
%
29
% 31 |
Tablo - 3
10- Değer Ölçüleri Ve Tutumlarda Da Tutarlılık Var
Danimarka ve Amerika’da yapılan bir araştırmada, anne ve ergen tutumları
arasında büyük bir benzerlik olduğu göze çarpmıştır. Her iki ülkede de
ergenlerle annelere yöneltilen, “Başarılı olmak ve hayatta ilerleyebilmek için
ne gerekir?” sorusuna aşağıdaki cevaplar alınmıştır.
İki ülke arasındaki farklılıklar anne - çocuk farklılığından daha önemlidir.
Amerikalılar çok çalışmayı, Danimarkalılar ise hoş bir kişilik ve başkalarıyla
beraber olma yeteneğini başarı için birinci planda görmüşlerdir.
Cevaplar |
Birleşik Devletlerde |
Danimarka’da |
Çok çalışmak |
% 52
% 56 |
%
13
% 9 |
Tablo - 4
11- Yaşıt Grupların Etkisi Ne Zaman Güçlü Olur
Yaşıt gruplarının en etkili olduğu durumlar, aile ile eksikliği ve doyurucu
olmayan bir ilişki söz konusu olduğu hallerdir. Özdeşleşme sorunları ergenlik
dönemiyle bitmez. Otuz yaşına gelip nasıl olmak istediğine, hayattan neler
beklediğine karar vermemiş kişi pek çoktur.
12- Liderlik Başarılı Öğrencilerin Kişilik Özelliği
Kişiliğin liderlik özellikleri de başarıyla yakından ilgisi görülen bir
olgudur.
*Öğrencinin
arkadaşlarını etkileme gücü var mıdır?
*Yoksa
sınıfta çok sessiz olarak bir yer işgal eden biri midir?
*Arkadaşlarının
onu lider seçme fikrini ve onayını alma dereceleri nedir?
*Okuldaki
çeşitli organizasyon ve grup faaliyetlerine katılma oranları nedir
Liderlik özelliklerinin ortaya koyan bu sorulara göre başarısız öğrenciler
klikler ve mahalle arkadaşlarını, başarılı öğrenciler ise okuldaki kulüpler ve
organizasyonları tercih etmekte, okul faaliyetlerindeki liderlik görevlerini de
çoğunlukla başarılı öğrencilerin üstlendiği görülür. Liderlik için çoğunlukla
başarılı öğrenciler grubunda yer alan öğrenciler seçilmektedir. Lider olmak,
kişileri yönetmek, fazla şeyler ummak gibi özelliklerde başarısız öğrencilerin
değil, başarılı öğrencilerin beklentileri arasındadır.
13- Kişilik Ve Davranışlar Temelde Aile
Tutumlarına Göre Biçimleniyor .Kişilik özelliklerinin başarı ve başarısızlıkla
ilgisi araştırılırken ilk akla gelen, bu niteliklerin oluşup biçimlenmesinde
ana babanın ne ölçüde rolü olduğudur.
Kendilerine uygulanan disiplin çeşidinin otoriter, demokratik ve gevşek türden
hangisine uyduğunu ve disiplin türü için düşüncelerini sorduğumuz öğrencilerin
büyük çoğunluğu, kendilerine uygulanan disiplinin otoriter olduğunu, ancak
demokratik şekli tercih ettiklerini söylemişlerdir.
Uygulanan disiplin türü |
Başarılı öğrenciler |
Başarısız öğrenciler |
TOPLAM |
Otoriter |
% 40 |
% 51 |
%91 |
Tablo - 5