TARİFİ:
Ehli sünnet Kelamullah’tan Kur’an daki ibarelerin ihtiva ettiği emir ve
hakikatleri anlamışlardır. Mutezile ise Kelamullah’ı lügat manasına dayanarak
makluk olarak almışladır.
*Kelam Allah’ın zatından sıfatlarından, fiillerinden bilhassa birliğinden
bahseden bir ilimdir.
*Felsefe mahlukatın hallerinden bahseder fakat hareket noktası aklidir, kelamda
ise hareket noktası naklidir.
*Taftazani kelamın gayesini kesin delillerle dini akideleri bilmedir der.
KONUSU:
Kelamın konusu birinci dönemde Gazali’ye kadar Allah’ın zatı ve
sıfatlarıdır.
İkinci dönemde ise felsefenin İslam alemine yayılması dönemidir. Bu dönemde de
kelamın konusu mevcut olmuştur
Gazali’den itibaren ise “İslam akaidini ispata yarayan her malum kelamın konusu
olmuştur.
GAYESİ:
Kelam ilmi kendine gaye olarak Tahkiki imanı, doğru yolu arayanları irşat,
inanç esaslarını batıl düşüncelerden muhafaza, ameller niyetlere göre
olduğundan insanların niyetlerinin sağlam olabilmesi için inançları sağlam
olmalıdır demiş ve Kendini diğer ilimlere mesned olarak görmüştür. Gaye böyle
olunca kendini dini ilimlerin reisi olarak görmüştür.
KELAM ALEYHTARLIĞI:
Bir kaç grupta toplanır.
*Samimi olanlar Kelam böyle iddialı olunca yetkili olmadığı sahalarda da
söz söylemiş insanlara akide üzerine söz söyleme cüreti kazandırır bu da
akideyi sarsıntıya uğratır demiştir.
*İmam-ı Gazali de kültürsüz halk tabakasının kendisi için gereksiz olan
konularda meşgul olmasını mahzurlu görmüş bunun haricinde farz-ı kifaye olarak
görmüştür.
*Karşı çıkan diğer bir grup ta cahil mukallid halk grubu olmuştur. Diğer bir
kısım ise inancı bozuk kötü niyetli kimseler olmuştur.
İSMİ:
Bu ilme başlangıçta fıkıh denmiştir. Ama sonradan itikat ve amale ait
meseleler birbirinden ayrılmış Kelamda ilmu’t-tevhid olarak karşımıza
çıkmıştır. Bir diğer nokta da felsefi konularda söz söyleme gücünü mantıklardan
alıyordu. Kelamda dini konularda söz söyleme gücü kazandırır demişler. Mantık
Yunanca da logıke’nın karşılığıdır. Bu mana Arapça da kelam ile karşılanmıştır.
TARİHÇESİ:
Efendimiz döneminde pek söz edilmez. Ama Hulafa-i Raşidin dönemi ile
ihtilaflar zuhur etmeye başlayınca (Efendimizin defin yeri, Hilafet, Üsame’nin
ordusunun gönderimindeki tereddüt)Kelamda zuhur etmeye başladı.
ZUHUR SEBEBLERİ
Vahiy kesilmesi ve nübüvvet nurundan uzaklaşılması Müslümanlar arasındaki
siyasi ve dini ihtilaflar Naslardan hüküm çıkarma zarureti, Naslardaki kapalı
manaların farklı şekilde anlaşılması, Ekonomik refah insanları fikir yöneltmeye
sevk etmiş, İslamı içten yıkmak isteyenler vs...
DIŞ SEBEBLER:
Yabancı din ve kültürlerin tesiri: İslam yayılması ile diğer dinler ve
topluluklarla temaslar olmuş bunun tesirleri
Fethedilen ülkelerdeki felsefi eserlerin tercümesi ile oluşan ortam ve ilk
fikir ayrılığı ma’bed el-Cüheni nin kaderi inkarı ile başlamıştır. Hadise Hicri
70’li yıllara rastlar. Yaşayan sahabeler bu zatlarla temas edilmemesini tavsiye
ediyorlar.
MUTEZİLE’NİN DOĞUŞU:
Mutezile ilk defa hicri 2. asırda Basrada zuhur etmiştir. Hasan el Basri’nin
talebesi Vasıl b. Ata ile başlıyor. Bir gün bir zat H.Basri’nin meclisine
geliyor. Bir Mü’min büyük bir günah işlerse ne olu diye soruyor. Vasıl hemen
atılıp İman ile küfür arasında bulunduğunu söylüyor ve meclisi terk edip
gidiyor. Vasıl ve taraftarlarına ayrılanlar manasına el-mutezile denilmiştir.
Mutezile bu hususta
Havarice ve Mürcie’ye muhalefet etmiştir. Havaric bu kimsenin kafir olacağını
söyler.Murcie ise imandan çıkmayacağını söyler. Mutezile ise ikisinin arası bir
konum verir. Fakat Mutezile Yunan felsefesinin tesirinde kalmış ve zamanla dini
meselelerden felsefi meselelere kaymıştır.
MUTEZİLEDE İNANÇ ESASLARI (USUL-U HAMSE )
Tevhid, Adalet, Va’d (Dünyada güzel ameli olanların ahirette
mükafatlandırılması, kötü olanların cezalandırılması ) El-menzile beyne’l
menzileteyn (büyük günah işleyenlerin iman ve küfür arasında olması ) ve emr-i
bil ma’ruf ve nehyi ani’l munker her Müslüman farz demiştir.
Mutezilenin diğer bir kaç görüşü de şunlaradır;Allah’ın ahirette görülmesi
imkansızdır. Kur’an yaratılmıştır. Akıl nakilden üstündür, Husun ve kubuhda
akıl üstündür demiştir
SELEFİYE’NİN GÖRÜŞLERİ:
Yedi esas da toplanır
1- Takdis (Allah’ı azametine layık olmayan her şeyden tenzih etmek)
2-Tasdik (Naslarda Allah için geçen el yüz gibi ifadelere şartsız ve te’vilsiz
kabul ile kullanıldıkları anlama gelmedikleri)
3-Aczi itiraf (Naslarda geçen müteşabıhatın maksadını bilmemek ve
bilinemeyeceğini itiraf etmektir.)
4-Sukut ( Müteşebihatın manasını sormamak ve yasaklamak)
5-İmsak (Müteşabih naslar üzerinde değişiklik ve te’vil etmemek)
6-Keff (Müteşebihatla kalben meşgul olmamak)
7-Marifet ehlinin teslim olanların bizim bilmediklerimizi bildiğini kabul etmek
MATURİDİYYE:
Ebu Hanife’den istifade etmiştir. Mutezilede akıl yerine göre hareket
noktası yerine göre hakemdir. Eş’ari ve Maturidide akıl nakli hizmetinde onu
teyit edici açıklayıcı ve tamamlayıcı bir unsurdur.
EŞ’ARİYE:
Ehli sünnet kaidesinin iki büyük kolundan biridir.İmam Eş’ari 40 yıl kadar
Mutezile talebesi idi. Hocasına sorduğu sorulardan tam cevap alamıyordu. ve
şüpheye düşer. Doğruyu bulma çabasına girer. Efendimizi rüyasında görür.
Efendimiz sünnetin zaferi için çalışmasını söyler ve Mutezileden ayrılır.
Eş’ariye daha çok mutezileye anti tez olarak gelmiştir.
MATURİDİYYE VE EŞ’ARİYYE MUKAYESESİ:
1. Maturidilere göre insanlarda cüzi bir irade vardır der. Müstakil bir
cüzi irade vardır der. Eş’ariler ise bu irade müstakil değil Allah yaratır der.
2.Kesb: Maturidilere göre kesb kulun bir şeye azim ve niyet etmesiyle o şeyin
hasıl olmasıdır. Eş’ariye göre kesb insanın gücünün iktiranıdır. Yani takdir
edilenle birlikte olur.
3.Hüsün-kubuh: Maturidilerde bir şeyin iyi ve kötü olduğunu bilinmesi akılla
mahkumdur derler. Eş’ariler ise şer’i dir. Akıl ile idrak olunmaz derler.
4.Marifetullah: Maturidilere göre dini tebligat olmasa da kişi Allah’ı bilmek
zorundadır. Çünkü akıl Allah’ı bilme gücündedir. Eş’arilerde ise dinden haberi
olmayan hiçbir şeyden mesul değildir.
5.Nübüvvet: Maturidilerde nübüvvetin şartlarından biri Erkek olmalıdır.
Eş’arilere göre ise nübüvvet için bir şart değildir. Kadın peygamberde olabilir
derler.
6.Teklif-i Maal yutak: Maturidilere göre böyle bir teklif caiz değildir.
Eş’arilere göre caizdir ama vaki değildir derler.
7. Sebep ve hikmet: Eş’arilere göre Allah’ın fiillerinin hikmete bağlı olma
şartı yoktur. Maturidiler ise bir hikmete dayandığı ileri sürülür.
8.Ye’s halinde yapılan tövbe Maturidilere göre makbul Eş’ariler göre makbul
değildir.
9. Maturidilere göre Mürted yeniden, iman etse amelleri avdet etmez. Eş’arilere
göre ise avdet eder.
10.Eş’arilere göre kafirler iman gibi ibadetle de mükelleftirler. Maturidilere
göre imanla mükellef ibadetle değildirler. Ayrıca azap görmez derler.
GAZALİ’YE GÖRE FELSEFECİLERİN KÜFRE DÜŞTÜĞÜ NOKTALAR:
*Haşrin cismani değil ruhani olacağını söylemeleri.
*Allah’ın cüziyatı bilmediğini söylerler.
*Filozoflara göre alem zat itibariyle hadis zaman itibariyle kadimdir derler.
Ama Allah’tan başka kadim kabul etmek tevhide aykırıdır.
ŞER’İ HÜKÜMLER:
1.İtikadi Hükümler
2. Ameli Hükümler
3.Ahlaki Hükümler
İTİKADİ HÜKÜMLER:Ü
İkiye ayrılır. Birinci kısımda akli delillere itimat edilir. Allah’ın
varlığı birliği irade ve kudretine iman vs. İkinci kısım akıl yoluyla
bilinmeyen ancak akla aykırı olmayan nakil yoluyla bilinen; Cennet cehennem
melekler diriliş vs..
AMALİ HÜKÜMLER:
Ahkamı feriyye denir İki kısımdır A) İbadetler B)Muameleler: Fert ve
toplumların hukuki idari ve sosyal alanda ihtiyaç duyduğu hükümlerdir.
AHLAKİ HÜKÜMLER:
Kalbi tenzihe nefsi ıslaha yöneliktir.
ŞER’İ
HÜKÜMLERİN KAYNAKLARI: Kitap sünnet
Delil: Ancak delil
sayesinde bir şeyin doğru veya yanlış olduğu anlaşılır. 2 çeşittir. Dini ve
Akli. Dini deliller: Kur’an ve hadislerdir. Akli deliller 2 çeşittir
a) Yakıniyyat
b) Zanniyet
Akli Hükümler: Üç kısımdır
1.Vacib: Zatı varlığı gerektiren. Yokluğu aklen mümkün olamayan
2.Mümkün caiz: Ne varlığı yokluğu zatının gereği olamayan zatına nispetle
varlığı yokluğu eşit olandır.
3.Muhal: Yokluğu zatının muktezası olan varlığını aklen tasavvur etmek imkansız
olan şeydir.
İLMİN DERECELERİ:
İlmel yakin: Nazar aklın naklin ifade etttiği ilimdir.
Aynel yakin: Duyu organlarının müşahade ve tecrübelerin bildirdiği
bilgilerdir.
Hakkal yakin: Bizzat duyulan kalb ile seçilen yaşanan bilgilerdir
METODLAR:
1.DİNİ METOD: Kelam alimlerine göre ....... yanında aklada yer verilir.
İslam filozofları kıyasa baş vurmuşlardır. Mutasavvıflar keşfi metot olarak
kabul etmişlerdir.
2.FELSEFİ METOD: Akıl ve muhakemeye, kişisel düşünce ve görüşe dayanan
filozofların takip ettiği metoddur.
İslam tarihinde Kindi, Farabi, İbn-i Sina İbn-i Rüşd gibi temel kaideleri
Yunan felsefesi Eflatun ve Aristodur. Belirgin özellikleri:
1)Varılan neticeler şahsidir.
2)Değişiklik halindedir. Birinin bittiği yerden diğeri başlar.
3)Metod kafi ve tatminkar değildir.
4)Metod özeldir genel değildir.
İMANIN DERECELERİ:
1.İcmali İman: Kısaca ve toptan iman etmektir. Kelime-i Tevhid ile.
2.Tafsili İman:
a) Birinci derece kelime-i tevhide, ahirete iman etmektir.
b) Meleklere, peygamberlerine, diriliş cennet ve cehenneme iman eklenir.
c) Allah’ın ve resulünün muradı üzere imandır.
İMAN HAKİKATI:
a) İman kalbin tasdikidir.
b) İman kalbin tasdikidir, dil ile ikrarıdır.
c) İman kalbin tasdikidir, dil ile ikrarıdır ve amelden ibarettir.
d) İman dilin ikrarıdır.
e) İman kalbin marifetidir, bildiğidir şeklinde izah edilmiştir.
İMANIN SIHHATLİ ALAMETLERİ:
1- Yeis ve ümitsizlik olmamalıdır.
2- Zaruret-ı diniyeden birini inkar etmemelidir.
3- Dini hükümlerin ilahi hikmet gereği olduğunu kabil ve yerine getirmede inat,
tekebbür yapmamak.
İMAN - AMEL MÜNASEBETİ:
Allah nazari değil amali akılla bilinir.
BÜYÜK GÜNAH İŞLEYEN:
Mutezile’ye göre: Ne mü’min ne de kafirdir.
Haricilere’ göre: Kebire hatta sağire bile işleyen kafir olur.
Ehl-i Sünnet’e göre: Büyük günah işleyen imandan çıkmaz.
MUKALLİDİN İMANI:
Mutezileye göre kıymeti yoktur. Ehl-i Sünnete göre sahihtir.
VARLIK VE ALEM, CEVHER VE ARAZ:
Cevher zatıyla kaim olan muhtaç olmayan. Araz ise zatıyla kaim olmayandır. Taş
cevherdir, araz ise onun katılığıdır.
RUH: Maddeci görüş ruhu bir mevhum olarak kabul eder. Ruh bir
faraziyedir der. Ruhçular ise bedenden ayrı varlık olarak görür. Basittir
bölünmez, maddeyi harekete geçiren ruhtur derler.
ALLAHIN VARLIĞI: Vacib-ül vücudun varlığının ispatı
Kelamcıların Delilleri:
1. Hudus Delili: Alem bütün parçalarıyla hadistir. Her hadis olanın bir muhdise
ihtiyacı vardır. Bu alemin bir muhdisi vardır. O da hadis olmayan Vacib-ül
Vücud olan Allah’tır. (hadis: var edilen varlık denir.)
2. İmkan Delili: Alem mümkinler topluluğudur. Her mümkin var olabilmek için
yokluğuna varlığı tercih edecek bir mureccıhe muhtaçtır. O halde bu alemde var
olabilmek için bir mureccihe muhtaçtır. o da Vacib-ül Vücud olan Allah’tır
derler
3. Gaye ve nizam delili: Kanat birbirine uygun sebebler ve gayeler manzumesidir.
Kainat alim ve akıllı bir illetin sebebidir. O da Cenab-ı Allah’tır.
4.Kabul-ü Amme: Allah fikrinin doğuştan olduğu esasına dayanır.
5. İlmi evvel delili: Her ilim bir önceki alimden öğrenilmiştir. Böylece
sıralanınca en başta bir alim zata gerek vardır O da Allah’tır.
İslam Filozoflarının Delilleri:
a) Hudus delili
b) İmkan delili
c)Gaye ve nizam delili
d) İlk Sebep, illet delili
e) Hareket delili. Kainatta bir hareket var her hareket bir muharrikin
eseridir. O zatta Allah’tır.
f)Ekmel varlık
Farabi “Zihnimde ekmel bir varlık düşünüyorum, kemal vasıtalarından biri de
gerçekte zihnin dışında bir fiil var olmaktır. O halde Allah dan ibaret bir
ekmel varlık mevcuddur.” der
BATI DÜŞÜNCESİNDE:
a) Ontolojik Delil: Allah düşüncesinden hareketler Allah’a giden bir delildir.
İbn-i Sina, var olandan hareket ederek Allah’ın varlığına ulaşıyor. Vacib-ül
Vücud’un varlığından kainatın varlığına geçiyor.
b) Kozmolojik Delil: Kozality prensibine istinat etmektedir. Varlıkların
mutlaka var oldukları kabul edildikten sonra buradan hareketle ilk zata Allah’a
gider.
c)Gaye ve nizam delili
d)Ahlak delili
Kant mutlak Ahlak kanunun varlığından bu kanunu vaz eden bir kanun koyucunun
varlığını kabul eder ve bu hayattaki Fazilet ile mutlak arasında uygunluk
bulunmasından istidlal ederek kendisinde hayır bulunan fazilet ve mutluluğu
bağdaştırabilecek bir zata ulaşır.
KUR’AN-I KERİMDE İSBAT-I VACİB-ÜL VÜCUD:
1.İnsanın yaratılışı onun bir mucize olan vücut yapısından bahseden ayetler.
2.Hayvanların yaratılışı ve onun insanların hizmetine verilişinden bahseden
ayetler.
3. Mükemmel tabiat mizanından bahseden ayetler.
4.Su, suyun habercisi rüzgar ile, ölü toprağın yağmurla dirilmesi ve muhtelif
yiyecekler vermesi ile ilgili ayetler.
5.Ay, güneş, yıldızlar gece ve gündüzün meydana gelişi
6.İnsanların Allah’a yönelme ihtiyacından bahseden ayetler.
ALLAH’IN SIFATLARI:
1.Teşbih ve Tecsim: Sebeiyye ve Rafizilerde. Onlar Allah’ı cisim sıfatları olan
bir cisim kabul etmişlerdir.
2.Sıfatların Nefyi: Cehmiyye denir. Muşebbihe ve mücessimenin yaydığı şüphelere
tepki olarak çıkmışlar sıfatları nefy etmişlerdir.
3.Teşbihsiz sıfatların ispatı: Selefin bakış açısıdır. Biz aklın gereği olarak
hiç bir şeyin Allah gibi olmadığını yaratıklardan hiç bir şeyi ona
benzemediğini biliyor ve bununla yetiniyoruz.
ALLAHIN SIFATLARI BEŞ KISIMDA ELE ALINIR
1-Sıfat-ı Nefsiyye
2-Sıfat-ı Selbiyye
3-Sıfat-ı Subutiyye
4-Sıfat-ı Haberiyye
5-Sıfat-ı Fiiliyye İRADE
Mutezile Allah’ın sonradan meydana gelen bir irade ile mürid olduğunu kabul
ediyor.
Ehl-i Sünnetin irade anlayışı: Allah’ın iradesi ile insanınki arasında fark
vardır.
Cebriyenin irade anlayışı: Cebriye insanın irade ve ihtiyarı yoktur der.
Mutezilenin irade anlayışı: Mutezileye göre fiilleri yaratan Allah değildir.
Fiiller meydana gelirken insana irade tanır.
Maturidilerde irade: Her şeyi idare eden Allah’tır der. irade ve ilim arasında
ayrım yaparak Allah her şeyi önceden bilir der insana irade tanır.
İbn-i Teymiye ve insanın iradesi: İrade Allah’ın dilemesi ile meydana gelir
der. İnsan iradesinin üstünde Allah’ın iradesi vardır der.
Eş’arilerde: Her şeyi Allah’a bırakmayı yerinde bulmuşlardır bu yüzden cebri
mutavassıd denmiştir. KUDRET VE İNSANIN FİİLLERİ
Cebriyye ve insanın gücü: Cebriyeye göre insanın hiçbir gücü yoktur Varlıklara
fiiller nasıl nispet ediyorsa insana da o şekilde edilir. Ağaç meyvelendi, su
aktı güneş doğdu gibi
Mutezile ve insanın gücü: Mutezile, insanın gücü vardır ve o bu güçle
fiillerini yapar der.
Eş’arilikte insanın gücü: Güç insanın gayrıdır. İnsanın kendinden olmayıp ondan
ayrıdır. Zira insan bazen güç sahibidir bazen değildir. Eş’ari yaratılmış bir
kudretle insanın fiillerini yaptığını söyler. Kudretin yokluğunda insan iş
yapamaz.
Maturidi’de insanın gücü: Fiziki organların sağlam ve işler durumda olması
Allah’ın fazlıdır. İstita’a fiil için arazdır. Allah tarafından yaratılır.
Bununla insan ihtiyari fiillerini yapar.
FİİLLERİN YARATILMASI:
a)Mutezilede: Mutezileye göre insan güç sahibidir bu güçle fiillerini yaratmaya
kadirdır ve fiillerini hür bir şekilde yaratır.
b)Cebriyede: Cebriye insanın kudreti yoktur dolayısıyla fiillerini yaratamaz
der. İnsan fiillerinde mecburdur der.
c)Selefte: İnsanın fiillerini Allah yaratır der.
d)Tasavvuf: Yaratan Allah’tır. İnsana seçme hürriyeti vermiştir. İnsan yaratıcılıkla
vasıflamaz der.
e)Hanefilerde: Fiilleri yaratan Allah’tır. İnsan iradesi ile fiilleri seçer der
ve mesuldür.
f)Eş’arilerde: Fiillerin yaratılmasında tek güç Allah’tır der.
KESB:
Kesb, fayda sağlamaya ve zararı defetmeye müteveccih fiildir. Allah’ın fiili
kesb değildir. Kur’an da 3 türlü Kesb vardır.
1. Kalbin akdi ve azmidir.
2. Ticarette mal kazanma
3. Sa’y ve amel Maturidilerde Kesb bir insan sıfatıdır.
FİİLLERİN VASIFLANIŞI:
Fiillerin güzelliği ve çirkinliği Hüsün ve Kubuh diye geçer.
Mutezilede: Aklın zararlı ve yararlı olanı ayırtetiğini kabul eder.
Maturidide: Maturidi fiilin aklen iyi ve fena oluşlarının idrak edileceği
merkezindedir.
Eş’aride: Akıl yoluyla değil Şeriat yoluyla bilinebileceğini söyler.
FİİLLERDE ADALET VE ZULÜM:
Mutezilede: Allah adil ve hakimdir. Ondan çirkin iş sadrı olmaz.
Maturidide: Allah’ın yaptığı fiilin çirkinlikle vasıflanıp vasıflana-mayacağı
noktasında olup, fiillerdeki bu durumun aklen bilinebileceği tarzındadır.
Eş’aride: Herşeyi yaratan Allah zulmünde yaratıcısıdır. Ancak bu zulüm isteyen
insan için yaratılır. Neticede insan tarafından kesbedilir.
TEKLİF:
Teklif külfet demektir.
Mutezile: Allah güç yetirilemeyecek şeyi insana teklif etmez der.
Maturidi: Allah’ın insana güç yetiremeyeceği şeyi teklif etmeyeceği ve
insanında gücünü kullanarak teklifi kendine sıfat yapacağını söyler.
Eş’ari: Allah’ın kudreti dahilindedir. Mecburiyet yoktur. Bu tür işler
Allah için mümkündür ama yüklemiyor.
SALAH-ASLAH
Mutezile: Allah salahı yapmaya mecburdur ve insanı hayırda tutmak zorundadır
der.
Ehl-i sünnetde: İnsanlar için salah ve aslaha riayet Allah’a vacip
değildir.
HİDAYET DELALET
Mutezile: Mutezile Hidayeti Allah’ın doğru yolu göstermesi insanı öylece
isimlendirmesi, dalalet de aynı şekilde insanın delalet ile adlanması ve insan
için sapıklık hükmünün verilmesi biçiminde anlıyor.
Ehl-i Sünnetde: Hidayet Allah’ın insanda doğru yolu bulma fiilini yaratmasıdır.
Dalalete düşme de aynı şekilde onun kulda yaratılmasıdır.
KAZA VE KADER ANLAYIŞLARI
Mutezile: Kaderi inkar ediyor ve insanda kudret olduğunu ileri sürüyor ve
yaptıklarının faili ve sorumlusudur der.
Eş’aride: Kaza ve kaderi kabul edip buna rıza gösterilmesini istiyor.
Maturidide: Vuku bulacak hadiselerin önceden takdir edilmesine kader ve anı
geldiğinde vuku bulmasına kaza der. İlim sıfatlarıyla açıklamaya çalışır.
RIZIK
Maturidilikte: Helal olsun haram olsun insanın yediği onun rızkıdır der. Rızık
Allah’ın katındandır der.
Eş’arilikte: Rızık Allah’ın katındandır, O yarattıklarını helal ve haram olarak
yaratır der.
ECEL
Mutezilede: Allah’ın her insana bir hayat sınırı çizdiğini söyler. Öldürülen
kimse öldürülmeseydi öldürme vaktinde eceliyle ölecektir.
Maturidide: Öldürülen eceliyle ölmüştür, O kimse için bundan başka bir ecel yoktur
der
Eş’aride: Ölen ve öldürülen kendi eceliyle ölmüştür der.
NÜBÜVVET
Faydası Konusunda:
Mutezile: Peygamberliğe ihtiyaç vardır der. Akla daha fazla yer verir.
Şiilik: Kur’anda bildirildiği tarzda nübüvvete ihtiyaç olduğunu kabul ederler.
Mutezilenin tesiriyle akli bakar.
Şiilik gibi İslam filozofları: Dini hükümler sahasında akıl üstün bir kıstastır
der. Akıl her şeyi çözer der. Vakıf ve Şer’iatın tebliği bir lütuftur der.
Ehl-i Sünnetde: Allah’ın insana bir rahmeti fazl ve ihsanı der.
PEYGAMBERİN CİNSİYETİ:
Maturidi ve Eş’ari: Peygamberlerin erkek olduğunu kabul ederler. Eş’ariler
kadında olabileceğini söylerler.
NÜBÜVVETİN DEVAMI:
Maturidiler peygamberin ruhu nübüvvetle vasıflıdır, onun nübüvveti ölümünden
sonra da devam eder der.
Eş’ariler nübüvvetin bir hüküm olduğunu arazlar gibi devam etmesini savunurlar.
GÜNAHSIZLIK SIFATI:
Mutezile nebiden günah sadır olamaz demiştir.
Şiiliğe göre ismet tam ve mükemmeldir.
Hariciliğe göre peygamber zatı itibariyle günah işlemeye müsaiddir der.
VAHİY
Efendimize vahiy üç şekilde gelmiştir.
1.Sadık rüyalar
2.Melek vasıtasıyla
3.Çan ve zil sesine benzer bir şekilde
İLAHİ KİTAPLAR:
TEVRAT: Beş kısımdır.
1.Tekvin: Yaratılıştan, Nuh Tufanından Hz. İbrahim ve oğullarından, Hz.
Yusuf’un Mısırdaki ikametine kadar.
2.Huruç: Hz. Musa’nın Mısır’dan çıkması ve Tur dağında emirleri almasına kadar.
3.Leviller: Kurban, Kahinler, Temizlik konusunda ainler ve merasimler
anlatılır.
4.Saylar: İsrail’in Tur dağından ayrılarak eredm ülkesine girmesini işler.
5.Tesniye: Mükerrer kısımdır. 4 kitabın özeti şeklindedir.
ZEBUR: Asıl nüshası yoktur.
İNCİL: Hz İsa 2.5 yıl dünyada peygamber olarak kaldı. Tahrif
edilmiştir.
MUCİZE
Mutezilede: Mucizeyi kabul eder. Peygamberin değer ve kıymetini artırır. İnananların
artmasını sağlar der.
İslam filozofları ve mucize: Peygamberin değer kazanma sebebi olarak görürler.
Ancak mucize peygamberin insan gücünün eseridir derler.
Ehl-i Sünnet ve mucize: Fail-i muhtar olan Allah’ın peygamberi elinde yarattığı
fiildir.
MUCİZE ÇEŞİTLERİ
a) Maddi Mucizeler: Hz.Musa’nın Asası gibi
b) Hidayet helak mucizeleri: Hz. Salih, Hz Musa ve Hz İsa’nın mucizeleri
c) Kur’an mucizesi
d) Akli mucizeler: Efendimizin risaleti ve Kur’an. Ümmi iken 40 yaşından sonra
ilahiyat ile meşgul olmuştur.
İMAMET
İmamet imana ait bir mesele değildir. Fahreddin Razi imamı tayin etmek ümmete
vacibtir diyor. İmamın Nitelikleri:
a)İmam alim olmalıdır
b)İmam adil olmalıdır
c)İmam yeterli olmalıdır.
d)İmam sıhhatli sağlam olmalıdır
* Şiilerde imamet vacibdir. Bu Allah’a düşen bir vacibdir, Nübüvvetin devamıdır
derler. Şiilerde imam mercidir, Takiyye yapmalıdır.
MUCİZE VE KERAMETTEN BAŞKA OLAĞAN ÜSTÜ HALLER:
1.İrhas: Peygamberlik verilmeden önceki fevkalede haller.
2.Meunet: Salih kulların işinde Allah’ın kolaylık sağlaması
3.İstidrac: Mühlet manasına gelir. Küfrü günahı acık olan kimselerde görülür.
4.İhanet: İstidracın zıddı isteğe arzuya uygun olamayan durumdur. Müseylemenin
görmeyen çocuğun gözüne tükürüğü sürmesi ile diğer gözününde kör olması.
KUR’ANDA ADI GEÇEN PEYGAMBERLER ZİKREDİLİYOR
MELEK-CİN-ŞEYTANMelekler insanlar gibi yemezler, içmezler dişilik erkeklik
söz konusu değildir. Nefsi arzuları yoktur.
Meleklerin İşleri:
1.Mukarrebin. Allah’a en yakın olan meleklerdir. Devamlı Allah’ı zikir ve
tesbih ederler.
2.Müdebbirat.Düzenli olarak işleyen Allah’ın kanunlarının yürürlüğe konmasında
görevlidirler.
3.İnsanla doğrudan görevli melekler
a)Cebrail, Azrail, İsrafil, Mikail
b)Salih kullara ve Peygamberlere kuvvet vermekle görevli olanlar.
c)Cehennem ve cennet melekleri
d)Bazı melekler insanlara dünyada iken dua ederler
e)İnsanlara hayırlı işler telkin eden melekler.Hafaza melekleri, Münker ve
Nekir
*Cinler insanlar gibi erkek ve dişileri vardır. Yer içerler uzun ömürlüdürler.
İblis de meleklerden değil cinlerdendir. (Kehf suresi 50.ayet)
KIYAMET VE AHİRET
“Eğer ölülerinizi defnetmemeniz endişesi olmasaydı, Kabir azabından (bir
kısmını) Sizlere ısıttırması için muhakkak Allah’a dua ederdim”
HAŞİR: Mutezile alimleri hayvanların da devamlı kalmak üzere haşr
olacaklarını söylemişlerdir. Yedi sınıf arşın gölgesinde dinlenecektir.
(Buhari)
1)Adaletli devlet başkanı
2)Allah’a ibadet ederek büyüyen genç
3)Kalbi mescitlere bağlı kimseler
4)Allah için birbirini seven kimseler
5)Mevki sahibi bir kadının davetini “Ben Allah tan korkarım” diye reddeden kişi
6)Sağ elinin verdiği sadakayı sol eli görmeyen kimse
7)Tenha yerde Allah’ı zikrederek gözyaşı döken kimse
Mahşerde kimlerin nelerden sorguya çekileceği konusunda şöyle bir sıralama
yapılır:
1)Yahudi ve Hıristiyanlar Allah’ın eş ve oğul edinip edinmediğinden,
2)Müşrikler şirklerinden,
3)Peygamber ümmetlerinden ve davetlerinden,
4)Mütekebbir kibrinden,
5)Mü’min;
a)Namazdan, ibadetlerinden,
b)Zulümden,
c)Ömründen
d)Malından
e)Vücudundan
f)İlminden vb. hususlarından çekilir.
Ayrıca kitabda kıyamet ve ahiret kabir ahvali ahiret halleri cennet ve
cehennemle alakalı kısa malumatlar verilmiştir.