GİRİŞ
Etnik gruplar kendi kültürel tanımlamaları için geçmişten seçilmiş ortak
gelenekleri kriter olan genelde endogomik gruplardır. O halde bir grup
kimliğinin doğası yani özdeşleştiği imaj ve grubun başka genellikle de komşu
gruplardan farklı olarak bir sonraki kuşaklarda kendisini yeniden üretmesiyle
ilgili özellikleriyle ilgiliyiz. Bu anlamda etniklik ulusallıkla
karıştırılmamalıdır. Türkiye bağlamında bu ayrımı vurgulamak özellikle
önemlidir. Çünkü cumhuriyetin temel ilkeleri ta ilk yıllarından itibaren Türk
sözcüğünün etnik anlamda kullanımıyla ulusal anlamda kullanımını birleştirmiş
ve bu iki kullanım arasına herhangi bir net ayrım koymamış ve bu belirsizlikten
doğan yanlış anlamaları görmezlikten gelmiştir. ”Türkiye de yetmiş iki millet
var.”Buradaki millet sözcüğü modern anlamdaki ulustan çok yarı özerk
azınlıkları dile getiren eski bir Osmanlı deyişidir.
A)Emik Bakış:
a)Kaçınılmaz kendini tamamlama: Kaçınılmaz kendini tanımlamanın nedenleri
şunlardır:
1)Bir azınlık dinin başka inançlardan olanlarla evliliğe izin vermemesi
2)Grubun engel olamadığı bir yanyana gelmenin sonucu olan yaptırım. Örneğin,
Çerkezlerin yabancıların müdahalesi sonucu Kafkasya dan sürülmesi
3)Bir çoğunluk olarak aynı kategoriye giren bir grubun dinsel ayrımlar, meslek
ve yerellikle ayrılmaya başlaması. Örneğin Türkler arasındaki alevi Türkmen
veya tahtacılar ayrımları.
b)Bilinçli kendini tanımlama: Bir grup dışarıdan bir tehlikeye tepki olarak
kimliğinin altını çizmek isteyebilir.
c)Sınırlı kendini tanımlama: Bir grubun çoğunluktan kendisini ayıran kültürel
özellikleri miras alması da bu tanımlamaya girer.
Grup kimliği esas olarak dil, din ve aşiret örgütlenmesi görülür. Meslek tek
başına ayırt edici bir öğe olamasa da ana öğelerin birisi ya da daha fazlasıyla
birleşince etkili olabilir. Aşiret örgütlenmesinde Türkiye de hızlı bir erime
aşamasında olduğu da kesindir.
B)Etik bakış:
İçerden bakıştaki kendini tanımlamanın doğasında varolan ince farklara karşı
gösterilen duyarlılıkla karşılaştırırsak, genel olarak dışarıdan bakış bazı pek
bilinmeyen özellikler temelinde geliştirilen yaklaşımı nedeni ile kaçınılmaz
olarak kabadır, kişiden kişiye değişen adlandırmalar içerir. Bu nedenle emik
bakışa göre daha zayıf bir değerlendirme olabilir.
C)Denge:
Başta ifade ettiğimiz gibi denge emik ve etik bakışın ortaklaşa meydana
getirdiği bir değerlendirmedir. Gruplar bu bakışa ne kadar kendi içlerinde
ehemmiyet vermeseler de bu kolayca bir yana bırakılacak bir şey değildir.
Türkiye de gerçekleştirilen ciddi etnolojik çalışmaların miktarı o kadar azdır
ki bu ideale çok nadiren ulaşılır. Başvurulan alternatif kaynaklar dil bilim
çalışmalarından folklor denemelerine kadar çeşitlilik gösterir. Uygun olan her
kaynak kullanılmaya çalışılmıştır fakat bu grupların emik açıdan yani kendileri
tarafından kavrandıkları gibi kapsayıcı bir tanımlamalar dizisi vermek olanaklı
olmamıştır. Pek çok durumda sadece etik bakışı nazara alınmıştır. Etnik yapı
hakkında sağlam bir fikre sahip olabilmek için 1970 den sonra ekonomik baskıdan
dolayı şehir merkezlerine göç eden ve etnik yapıların da çözülmelere uğrayan
grupları tekrar eski yurtlarına dönmeleri gerekmektedir.
Şimdi her bir etnik grubu kendi özellikleriyle kısa kısa inceleyelim.
Not: Grupların nüfusları 1965 genel nüfus sayımına göre ele alındığından şu
anki sayılarını tam olarak yansıtmıyor. Bu sebepten dolayı özet içine
alınmamıştır.
TÜRKLER-SÜNNİ:
Genel adları: Türkler
Kendi adlandırmaları: Türk(ler)
Yöresel adlandırmaları: Yerli, Manav, Pallık(Artvin in bazı bölgelerinde),Dadaş(Erzurum
da), Efe(Ege de ) vb.
Dağılım: Türkiye’nin her yerinde fakat değişik yoğunluklarda Türk olmayan ya da
karma nüfuslu birtakım köyler dışında batı ve iç bölgelerde Türk nüfusun büyük
ölçüde baskın olduğu görülür.
Dil: Türkçe, standart Ankara, İstanbul ve İzmir Türkçesi
Din: Sünni müslüman =Hanefi belli bir azınlık içinde kalsa da, derviş
tarikatlarının(Rufai, Mevlevi, Kadiri, Halveti, Bektaşi*, Nakşibendi vb.)etkisi
bir ölçüde hala varlığını korumaktadır.
Grup kimliği: Din ve dil birliğine M. Kemal in kurduğu T.C.’nin temel
ilkelerine ve Osmanlı Devleti’nin kültürel mirasına dayanır.
*Bektaşi tarikatı Sünni tarikat değildir.
Cumhuriyetin kurulmasından sonra, dinden ve halife olarak Osmanlı padişahlarına
bağlılıktan kaynaklanan birlikten ziyade Türk diline ve tarihine dayalı yeni
bir kimlik duygusu, M.Kemal’in temellendirdiği ideoloji birleştirme amacıyla
eğitim aracılığıyla yaygınlaştırılmıştır. Mevcut ideoloji M.Kemal’in hemen
heryerde anılan “Ne mutlu türküm diyene” deyişinde özlü olarak ifade edilmektedir.
Nurcu ve Süleymancı tarikatların (?) büyümesi kimlik oluşturmada dinsel temelin
varlığını göstermektedir.
TÜRKLER=Alevi
Genel adları: Alevi(ler),Kızılbaş, Türkmen(Doğu Anadolu)
Kendi adlandırmaları: Alevi
Yöresel adlandırmaları: Nalcı(orduda), Sıraç(Tokat’da);geleneksel olarak elçi,
Tahtacı, Çepni, Abdal, Kızıldeli, Talibi, Arapkirli vb. diye ayrılırlar.
Dağılım: Sivas, Tokat, Yozgat, Nevşehir, Çorum, Amasya, Kahramanmaraş ve
Erzincan’a yayılmışlardır.
*Bektaşi tarikatı Sünni tarikat değildir
Dil: Türkçe, Anadolu lehçeleri *
Din: alevi müslüman(Alevilik)
Grup kimliği: Batini dine ve dolayısıyla endogamiye dayanır. Aleviler yetkin
şekilde belgelenmemiştir; bunun nedeni yabancılara karşı ketum tutumlarından ve
takiyeden kaynaklanır. Bektaşi tarikatının müridleri ile aleviler arasında
dinsel örgütlenme bakımından belirgin bir farklılık yoktur; yine de pratikte
kasabadakiler Bektaşi, köydekiler Alevi sayılabilir. Genel inanç gönlü
kapalılara açık olmayan hak yolunun paylaşılmasıdır.
Bu yol hak Muhammed Ali yoludur.
Kırkların binası ulu yoludur.
Gelenek, topluluktaki değişik düzeylerdeki “pir, dede ve baba” diye
adlandırılan bir “rehberler”ağının otoritesiyle bir ölçüde sürdürülmektedir ve
bu gelenekte kadınlarla erkekler eşit konumdadır. Aleviler Sünnilerle
evlenmezler ve ayinleri kabul edilenler dışında herkese kapalıdır yinede
Alevilik kendi içinde bir mezhep değildir. Şiilikle özleştirmek yada
taraftarlarına Caferi demek doğru değildir. Sünni çoğunluğun kendilerini
kınaması ve horlaması sonucu kendi kabuklarına çekilmişler ve bu kınamalardan
ötürü Sünnileri “yezit” ve daha kötüsü “ağzı kara” * olarak
nitelendirmişlerdir.
TÜRKLER: Sünni-Yörük
Genel adları: Yörük(ler)
Kendi Adlandırmaları: Yörük, Aydınlı (Adana’nın doğusu )
Dağılım: Esas olarak toros dağları boyunca batı Anadolu’dan Maraş’a kadar olan
bölgede yaşarlar. Yörüklerin büyük bir kısmı Osmanlı’nın sınırlarını
genişlettiği dönemde Trakya’ya ve Balkanlara göç etmiştir.
Dil: Türkçe, çeşitli lehçeler.
Din: İslam, Sünni, Hanefi.
Grup Kimliği: Yörüklerin ortak bir soy ağacı bir kök duygusu yoktur. Kabile,
sülale ve ailede erkeğin soyu daha güçlüdür. Kadınlar evlendiklerinde soyları
ile olan ilişkilerini yitirmezler. Saygı gösterilen erkeklere ağa olarak
bakılır. Genellikle Yörükler Orta Asya’dan ortak bir Türk kökenden geldiklerini
ileri sürerler. Genelde evlendikleri kişiler yakın akrabalarından olmaktadır.
Batı Anadolu da yüzyıldan fazladır yerleşik düzene geçmiş olan Yörükler
arasında Yörük kimliğinin hem emik hemde etik olarak korunduğu birçok örnek
vardır.
TÜRKLER: Alevi-Yörük
Genel adları: Alevi Yörük(ler)
Kendi adlandırmaları: Bilinmiyor
Dağılım: Afyon, Emirdağ, Bilecik ve Bozüyük de yaşadıkları kaydedilmiştir.
Dil: Türkçe, Anadolu lehçeleri
Din: Alevi müslüman (Alevilik)
Grup Kimliği: Bu konuda fazla bilgi yoktur. Fakat muhtemelen birincisi din,
ikincisi aşiret yapısı, üçüncüsü meslekle ayrım kazanırlar.
TÜRKMENLER: Sünni
Genel Adları: Türkmen(ler)
Kendi Adlandırmaları: Türkmen(ler)
Yöresel Adlandırmaları: Aşiret adları, örneğin Avşar, Hatamış .
*Bu terim ağzı kara değil karabaş diye ifade edilir .
Dağılım: Batı ve İç Anadolu da yaygındırlar. En yaygın grup Avşarlardır.
Geleneksel kışlakları olarak İç Anadoludaki yüksek havzalar gösterilmiştir.
Grup Kimliği: Horasandaki Türkmenlerin ilk müslüman lideri Oğuzhan ve onun
aşiretlerinin soyundan gelmeye dayanır. Soy temel olarak ataerkildir. Bozok ve
Üçok olmak üzere iki eşit birliğe ayrılmışlardır. Temel aşiret kimliği duygusu
Avşarlar ve Çepniler gibi birkaç örnek dışında korunmamıştır.
TÜRKMENLER: Alevi
Genel adları: Türkmen(ler), Alevi(ler), Kızılbaş(lar)
Kendi adlandırmaları: Türkmen(ler), aşiret(sıraç), gavum(nalcı)
Yöresel adlandırmalar: Çepni, Adalılar, Üsküdarlı, Sıraç, Nalcı
Dağılım: Batı ve İç Anadolu bölgesinde, doğuda Gaziantep in Nizip ilçesinde ve
Divriği’ye kadar olan bölgede. Bilinen Türkmen köyleri Kars, Sivas, Yozgat,
Tokat, Ordu, Çorum, Balıkesir illerindedir.
Dil: Türkçe
Din: Alevi müslüman
Grup kimliği:Özellikle kaynağı Horasan da olan ortak Türkmen soyundan gelindiği
duygusu ve ikinci olarak din yoluyla ayrım kazanır. Aşirete bağlılık bazı
durumlarda güçlüdür. İç birlik belli bir “ocak” ın başı olan ocak zadenin
toplulukça benimsenmiş otoritesi yoluyla sağlanır. Fakat dede uzak bir yerde
yaşıyor olabilir. Yerel cemaate bir baba başkanlık eder ve gözetimi altında
evli çiftler arasında bir dizi özel bağlar(eş tutmak) kurulur, böylece bunlar
birbirinden tamamıyla sorumlu olurlar.*Cemaat küçük suçları yıllık cem ayini
öncesinde dede huzurunda bir tür mahkeme olan sorgu ayini ile kendi içinde
yargılar. Topluluğun içli dışlı, kapalı kendini açığa vurmayan yapısı kolayca
yanlış anlamalara yol açabilecek niteliktedir. Bu yüzden aleviler “mum söndü”
ensesi ilişkiye giren ve zina yapan kafirler olarak nitelendirilmişlerdir. Bu
iftira 16.yüzyılın başında yaygındı. Bu yaklaşım neticesinde aleviler tepki
olarak Sünnileri ağzı kara(karabaş) ve bağnaz olarak nitelendirmişlerdir. Bu
zıtlaşma Alevilerin cemaat duygusunu güçlendirmektedir.14.yüzyılda kızılbaşın
yerine alevi sözcüğünün kullanılmaya başlanması bu nitelemeyi ortadan
kaldıramamıştır. Çünkü alevi sözcüğü kızılbaşla özdeşleştirilen nefreti büyük
ölçüde miras almıştır.
TAHTACILAR: Alevi
Genel adı: Tahtacı(lar)
Kendi adlandırmaları: Türkmen, yaptıkları ticaret nedeniyle tahtacı
Yöresel adlandırmaları: Çaylak(lar), Aydın(lar)
Dağılım: Batıda başlamak üzere İzmir, Manisa, Aydın, Muğla, Denizli, Antalya,
Adana ve doğuda Antep e kadar Toros un dağlık bölgelerinde
Dil: Türkçe, Anadolu lehçeleri
Din: Alevi müslüman
Grup kimliği: Tahtacıların Aleviliği diğer Alevilerinkinden pek farklılık
göstermiyor. Sadece Tahtacılar ağaçlara özel bir saygı ve sevgi gösteriyor.
İşaretledikleri ağaçları kesmeye başlamadan önce bir kurban kesiyorlar ve diğer
ağaçları korumaya özen gösteriyorlar. Bıçkıcı be oduncu olarak kadın erkek
birlikte çalışıyorlar. Çalışma birimi bir keyenin(kahya) başkanlık ettiği 30-40
aileden oluşan bir abadır. Tahtacılar endogami geleneğine sahiptirler.
*yazar burada Alevilerde musahipliği anlatmaya çalışıyor.
ABDALLAR: Alevi
Genel adları: Abdal, abtal, carcar vb.
Kendi adlandırmaları: Abdal
Dağılım: Batı ve İçanadolunun tamamında
Dil: Türkçe, Anadolu lehçeleri
Din: Alevi müslüman
Grup kimliği: Batini din seyyar mesleği ve endogami ile pekişen aşiret
örgütlenmesi ile ayrım kazanır. Ozanlık, müzisyenlik, kalaycılık, sepetçilik
gibi mesleklerden dolayı çingenelere benzetilmiştir. Kendilerini Türkmen
sayarlar.
AZERİ TÜRKLERİ: Şii
Genel adları: Azeri
Kendi adlandırmaları: Azerbaycanlı(lar)
Yöresel adlandırmaları: Karabağlılar, Şirvanlılar
Dağılım: Sovyet sınırına yakın doğu illerinde
Dil: Azeri Türkçesi
Din: Şii müslüman
Grup kimliği: Önce din sonra mülteci olarak tarihlerinden kaynaklanır. Din ve
dil olarak büyük ölçüde asimilasyona uğramışlardır.
AZERİ TÜRKLERİ: Karapapak
Genel adları: Karapapak, terekeme
Kendi adlandırmaları: Karapapah, terekeme
Dağılım: Özellikle Kars ın Çıldır ilçesinde yoğunlaşmışlardır.
Dil: Karapapakça
Din: İslam, Sünni, Hambeli
Grup kimliği: Köklerinin Kafkasya dan olduğuna dair ortak bir duygu vardır.
Terekemeliler kaba, son derce saf, sağı solu belli olmayan ve alıngan insanlar
oldukları söylenir. Dine saygı göstermemeleri ile dikkat çekerler.
KÜRTLER: Sünni
Genel adları: Kürtler
Kendi adlandırmaları: Kürt, kırmancı
Dağılım: Özellikle Hakkari, Van, Ağrı, Siirt, Bitlis, Muş, Diyarbakır ve Urfa
illerinde bulunurlar. Ayrıca Şehir merkezlerinde göçmen işçilerin oluşturduğu
büyük gruplar yaşamaktadır.1.Dünya savaşından sonra 700.000, 1925 yılındaki
Kürt isyanından sonra1 milyon Kürt batı anadoluya göç etmişler ve çıkan genel
affa rağmen geriye dönmemişlerdir.
Dil: Kurmancı(Kırmancı)
Din: Sünni müslüman, genelde safi
Grup kimliği: Öncelikle dile sonra da mezheplerine dayanırlar. Kadiri ve
Nakşibendi tarikatlarının yanı sıra aşiret soyuda yerel kimliği pekiştirmede
etkili rol oynar. Kürtler bir efsaneye göre zalim Zahak tan kurtarılan bir grup
çocuktan türemiştir. Ayrıca Kürtlerin Milan ve Zilan adlı iki ilkel kabileden
geldiğide söylenmektedir. endogami tercih edilir ve kuzen evlilikleri sıkça
görülür. Bu gün Kürtçenin resmi makamlarca konuşulmasının yazılı ve sözlü
Kürtçe yayın yapılmasının yasak olması olumsuzda olsa etik bir açıdan ele
alındığını göstermektedir.
KÜRTLER: Alevi
Genel adları: Alevi Kürt
Kendi adlandırmaları: Alevi, Kürt
Dağılım: Bingöl, Tunceli, Erzincan, Sivas, Yozgat, Elazığ, Malatya.
Dil: Kurmanca
Din: Alevi müslüman
Grup kimliği: Öncelikle din yoluyla sonra da dil yoluyla üçüncü olarak da
aşiret tanımlaması ile belirlenir. Aşiret soyağaçları seyit ve seyit olmayanlar
diye ikiye ayrılır. Dini liderler bu seyitlerden seçilir. Tunceli dışında
yaşayan Kürt Alevilerine civarda yaşayan ve Tunceli kökenli bir rehber
klavuzluk eder.
ERMENİLER
Genel adları: Ermeni
Kendi adlandırmaları: Hai
Dağılım: Öncelikle İstanbul’da. Topluluğun idaresi ve patrikliği Kumkapı’dadır.
Sırasıyla İstanbul Kastamonu, Hatay, Amasya ve Diyarbakır ilerinde
yaşamaktadırlar.
Dil: Ermenice
Din: Üç ayrı dinleri vardır. a)Ermeni Apostolik kilisesi, b) Roma Katolik
kilisesi, c)Protestan kilisesi.
Grup kimliği: Gruba adını veren soy atası Haik’e dayanır Anadoluda yaşattıkları
kültürleriyle özellikle de din ve dil unsurlarıyla belirlenir. İstilacılara
karşı verdikleri mücadele ulusal kimliklerini kuvvetlendirmiştir. Orta ve Doğu
Anadoludaki tarımsal hayat tarzından kent yaşam tarzına geçtiler .
RUMLAR: Hristiyan
Genel adları: Rum, Yunan .
Dağılım: Özellikle İstanbul’da yaşarlar.
Dil: Yunanca’nın bölgesel bir versiyonudur.
Din: Hristiyanlık, Rum Ortodoks kilisesi, İstanbul Fener ‘deki Patrikliğe
bağlıdır .
Grup Kimliği: Dilin ve dinin birleşmesiyle belirlenir. Endogamiyle
pekiştirilir. Osmanlı idaresinde millet statüsünde bulunan Rumlar oldukça özerk
bir topluluktur. Beş ruhani grup halinde örgütlenmişlerdir Lozan anlaşmasında
kendi okullarını açabilme hakkına sahip olmuşlardır.
YAHUDİLER
Genel Adları: Musevi, Yahudi.
Dağılım: Çoğunlukla İstanbul, İzmir, Ankara, ve Bursa’da .
Dil: Judaco-Spanist yada ladino .
Din: 1)Seferadik, 2)Ashkenazic, 3)Koraite
Grup kimliği: Önce din daha sonra dil de ayrım kazanır. Antik çağdan bu yana
bütün Akdeniz dünyasında varolagelmiştir. Fransa, Almanya ve İspanya’dan
Osmanlı Balkanlarına göç etmişlerdir. Hemen hemen bütün yerleşim merkezlerinin
önemli deniz ve kara ticaret yolları üzerinde olduğu görülür. En önemli
uğraşları ticarettir.
ARAPLAR: Nusayri
Genel Adları: Nusayri, Arap uşağı.
Kendi Adlandırmaları: Alevi
Dil: Arapça, Türkçe
Dağılım: Büyük bölümü Hatay’dadır. Adana ve İçel’de yaşayanlarda vardır.
Grup Kimliği: Kendilerine özgü din ve dil yapılarıyla belirlenir. Aşiret
örgütlenmesi ve endogami ile pekiştirilir. Kurucusu Muhammed İbn Nusair’dir.
Din konusunda oldukça titizdirler. Topluluğa karşı suç işleyenler kovularak
hatta öldürülerek cezalandırılır. Dini liderlik babadan oğula geçer. Sünnilere
ezeli düşman gözüyle bakılır.