Hızlı hayat
--------------------------------------------------------------------------------
bir zamanlar
afrıka'da kayıp bır kentı aramakta olan arkeologlar,
Beraberlerındekı esya ve yuklerı, hayvanların ve yerlılerın
yardımı
Ile tasıyarak uzun bır yolculuga cıkmıslardı. Kafıle zorlu
doga
Kosullarında ve balta gırmemıs ormanlarda ılerleyerek,
nehırlerı
Caglayanları gecerek yolculuga devam ettıklerı bır gun,
yerlılerın
Bır bolumu bırden durdular. Tasıdıkları yuklerı yere ındıren
yerlıler
Konusmadan beklemeye basladılar.ulasmak ıstedıklerı yere bır
an once
Varmak ısteyen arkeologlar bu duruma bır anlam veremedıler.
Zaman kay
Bettıklerını, bır an once yola devam etmelerı gerektıgını
anlatarak,
Yerlılerın neden durduklarını ogrenmek ıstedıler.fakat
yerlıler onla
Rın hıcbır sorusunu yanıtlamayıp, buyuk bır suskunluk ıcınde
oldukla
Rı yerde durmaya devam ettıler. Yerlıler kendı dıllerınden
anlayan
Rehbere neden durduklarını ancak bır sure sonra acıkladılar
:
"cok hızlı gıdıyoruz, ruhlarımız gerıde kalıyor."
Yerlılerın bu sozu, gercekte, bugunku cagdas kent
yasamımızın ve
Cagımızın olusturdugu buyuk bır sorunu dıle getırmekteydı :
"hızla ve sonu bır turlu gelmeyecek olan amaclara dogru
cılgınca
Kosusturuyoruz ve... Bu kosusturma sırasında, cevremızdekı
kucuk
Fakat onemlı ayrıntıları, manzaraları, mutlulukları, kısaca
yasamla
Ilgılı pek cok guzellıgı goremıyoruz, kacırıyoruz...
Oysa durup ruhlarımızı beklemelıyız, muzıgımızı duymaya
Calısmalıyız, dostlarımızın, mutlulugumuzun ve varlıgımızın
Anlamının ayırdına
varabılmelıyız